Bu tepkim önce İTÜ Birliği Derneği Yönetim Kuruluna ve İTÜ Birliği Vakfı Yönetim Kuruluna…
Sonra da aşağıda gördüğünüz rezalete karşı hesap sormayan herkese!
Aşağıdaki resim utanç veriyor bana!
Sayın yönetim kurulu üyeleri; siz hiç sıkılmıyor musunuz?
Ha Ayasofya’nın duvarlarına resim yapmışsınız, ha Nemrut Dağında Asurlardan kalan heykellere bıyık takmışsınız, bana göre yaptığınız şeyin bunlardan bir farkı yok!
Utanç verici bir durum bu. Kimseyi ayırmıyorum, tüm yönetim için geçerli bu durum. O binaya girip bu halının durumunu gören yönetim kurulu üyeleri de en az yapan kadar kusurludur.
Merhum Sezar Aygen ağabeyimizin çizdiği, Samur Halıya dokutulan aslında bir sanat eseri olan halı İTÜ Evinin girişinde bulunuyordu.
Birileri hangi yetkiyle ve nasıl yaptı bilemiyoruz. Plansız, programsız, mühendisliğe, mimarlığa, yapı denetimine aykırı şekilde kırıyor, döküyor.
Binanın dışında içinde tadilat var! Kimden yetki alınmış? Bütçesi nedir? Yüklenici kimdir? Projesi var mıdır? İhale yapılmış mıdır? Bedelini kim ödüyor? Karşılığında ne verildi? Bu sorular söz konusu olan bir vakıfsa, ve üstelik bağışlayan hayırseverler aramızda değilse; her İTÜ mezununun ve her yurttaşın hakkı olan sorulardır.
Ama ben bunları bir kenara bırakıyorum.
Yahu arkadaş, siz nasıl mimar mühendislersiniz? Nasıl kıydınız bu halıya? yakın bari!
Ey mühendis mimar arkadaşlarım, okuldaşlarım! Sizlere sesleniyorum. Hukuk dışı gelen bu yönetim bunun hesabını vermeli. Sessiz mi kalacağız?
Ben kalamıyorum.
Ali Nihat YAZICI
İTÜ Elektronik ve Haberleşme
481.5