13/09/2021

İTÜ Birlik Genel Kurulu

Dünyanın en kötü salgınlarından birinin hala içindeyiz. Aramızdan ayrılanlar, binlerce ölüm, kısıtlamalar, ağır geçirenler derken, 18 aya yakın bir süre yaşamımızda unutamayacağımız bir travmanın içinde olduk. Hala bitmedi…

2020 yılında yapılması gereken İTÜ Birliği Genel Kurulu da pandemi çerçevesinde tedbirler gereğince ertelendi.

2021 yılı geldi… Dernekler, Odalar genel kurullarını gerçekleştirdiler. İTÜ Birlik hariç…

Dernek genel kurulu her aklıma geldiğinde “çalışmayan, bozuk, durmuş bir saat bile günde iki kez doğru zamanı gösterir” sözüni anımsıyorum. Bizim başkan ilk kez doğru dürüst bir iş yapıyor diyordum içimden.

Ardından bir süre kadar önce sizler gibi bir ileti aldık: “Dernek Genel Kurulunu tedbirlere uygun düzenleyebileceğimiz bir mekan arıyoruz” diye…

“Aman ne güzel, insanların sağlığına önem gösteriyor en azından” diye takdir ettim içimden. Ama sonra ne duyalım,  genel kurul çoğunluklu olarak 26 Eylül 2021’de çoğunluksuz olarak ise 17 Ekim 2021’de, İTÜ Evinde ve kapalı ortamda düzenlenecek.

ODTÜ mezunları, İTÜ MD, aklınıza kim geliyorsa genel kurulunu açık havada, zamanında ve çoktan tamamladı.

İTÜ Birlik dışında….

Şimdi çağrı süresine uyulmayan, yine davalara konu olacak bir genel kurul daveti aldık. Üstelik hepimizin sağlığı tehlikeye atılıyor.

Tüzüğe göre genel kuruldan bir ay önce çağrı yapılmalı.

Çatalpınar Genel Kurul çağrısını nihayet yaptı, ancak bana göre hukuken yine sakat.

Diğer taraftan; Derneğin ve Vakfın perişan durumunu biliyorsunuz.

Anlatayım….

Hep bildiklerinizi anlatmayacağım…

Yeni olanlardan söz edeyim.

İzmir Skandalı! 

Çatalpınar, İzmir’in binasını genel kurul ve mahkeme kararı olmasına rağmen iade etmedi biliyorsunuz. Oranın kirasını kullanıyordu. Sonra İmar Barışına başvurdu ve İzmir binası için ciddi bir bedel ödeyerek İmar Barışından yararlandı.. Bu depremden önceydi.

İzmir Bina yıkılmadan önce, İmar Barışından yararlandıktan sonra…

Sonra binaya makyaj yapıp bir katını bir müstecire verdi.

Bina depremden dolayı kullanılamaz hale gelince yıkıldı.

İzmir Bina yıkıldıktan sonra… Deprem İmar Barışını dinlemiyor! 

İmar barışı için verilen paralar uçtu….

Makyaj için harcanan paralar uçtu…

Bina uçtu…

Müstecirin işletme için yaptığı harcamalar uçtu, duyumlarımız öyle ki bu nedenle bir davayla karşı karşıyayız veya karşılaşmak üzereyiz.

Çatalpınar; bizlerle, vefat haberleri, Dernek lokalinde kokteyl verme ve taşeronlar aracılığıyla etkinlik paylaşma dışında hiç bir bilgi paylaşmıyor.

İzmir’de artık olmayan binamız, Derneğimizin, Vakfımızın ve camiamızın canını sıkmaya devam edecek gibi görünüyor.  Aslında makul mantıklı insanların, özellikle İTÜ’den mezun bir mühendisin böyle problemleri çok kolay çözmesi mümkün. Ama çözmek niyetindeyse…

Haksız mıyım? İnşaat Mühendisliği eğitimi almış birisinin, fizik ve matematik kurallarına aykırı, mühendisliğin meslek kurallarına aykırı şekilde sakat bir bina için İmar Barışından yararlanmasını nasıl açıklayabiliriz? Ancak niyetle ilgili olabilir bu, eğer mesleki bir zaafiyet yoksa…

____________

İTÜ Akademi

Kızılay’da bulunan binamız bir dershaneye döndürülmüş. Üzerinde yazan isim “İTÜ Akademi”

Bana bir arkadaşım söyledi, inanamadım. Video ve fotoğraf yolladı, şok oldum, ama yine inanamadım. Aradım…

Telefonla aldığım bilgiye göre, İTÜ’nün bir Vakfı işletiyormuş bu akademiyi!

Böyle bir şey olabilir mi! Serap Çatalpınar bizi hayretlere düşürüyor.

Şimdiye kadar yaptıkları bir yana, bu akla ziyan bir durum.

Hani yazarsın oraya “İTÜ Birliği Vakfı Dersanesi” derim ki: “kime sordun?” Bizden izin aldın mı? Genel Kurula getirdin mi?

Ama bu olacak şey değil. Üniversitenin adıyla dersane aç! Akıl alır gibi değil. Rektörlükten izin aldın mı? Kim ve ne hakla İTÜ adını, tek başına ve bir dersane için izinsiz kullanabilir? Bakalım bundan dolayı başımıza neler gelecek?

Ben iddia ediyorum dernek yönetiminde ve Vakıf yönetiminde bu durumu çok kişi bilmiyordur.

Vakıf yönetimi, denetçileri “biz biliyorduk desinler” bu iddiamdan dolayı özür dileyeceğim.

Serap Çatalpınar, tartışarak, demokratik bir şekilde hiç bir fikri ya da projeyi savunamıyor. O nedenle önce yapıyor, emri vaki oluşturuyor sonra da Derneğe, Vakfa bedelini ödemek kalıyor.

O nedenle de yönetimlerde; eşi dışında kiminle çalışırsa bir daha yönetime girmiyor.

Şimdi genel kurul çağrısı yapmış, 6 ay sonra olağan genel kurul var, keşke şimdi yapmasaydı. Anlamsız şekilde 1,5 yıl bekletmişsin, 6 ay daha bekle değil mi!

Yine anti-demokrat bir divan başkanı bulup, genel kurulda kendini hukuk dışı seçtirmek için neler yapacak göreceğiz..

Ben hukuk önünde hakkımı aramaya, yanlış gördüğüm konuları eleştirmeye  devam edeceğim.

Serap Çatalpınar’a karşı kim olursa olsun koşulsuz destek vereceğim.

Biz böyle kötü yönetilmeye layık değiliz. Daha kötüsü de olamaz.

Ali Nihat YAZICI