30/04/2018

SEVDAMIZ; İTÜ!

SEVDAMIZ; İTÜ!

KAVGAMIZ; BİRLİĞİMİZİN YENİDEN İNŞASI!

               “…….seyyar posta memuru Hüseyin Avni Bey ile ev hanımı Rabia Hanım’ın çocuğu olarak 1911 tarihinde Adana’da dünyaya geldi.”

               “…….Kurtuluş Savaşı bittikten sonra döndükleri Adana’da ilkokulu ve ortaokulu bitirdi. Ortaokul son sınıfta leyli meccani (parasız yatılı) sınavını kazanarak Adana’da yatılı okudu. Yatılı okuldaki lakabı ‘Riyaziyeci (matematikçi) Mustafa’ idi.”

               “…….1931 yılında yatılı okulu birincilikle bitirdi.  Ve birinci olarak (İTÜ) Mühendis Mektebine girdi.”

“Bir Bilim Adamı’nın Romanı”ndan

Günümüzde, kimi kişilerdeki ihtiras, makam hırsı, koltuk merakı, narsist kariyerizm hastalığı; toplumsal ve bireysel tüm değerleri yıkıma uğratmaktan çekinmiyor.

Kuruluş amacı; topluluğumuzun demokratik hak ve çıkarlarını korumak ve dahi geliştirmek olan derneğimizin yönetimine; amacı BİRLİK olmayan, üyelerini ve üyelerinin çıkarlarını hiçe sayan ve asırlık birikimin ürünü değerlerimizi, birlik anlayışımızı ve dayanışma kültürümüzü yerle bir eden kişiler kapağı atmış durumdalar.

Sitemizde, İTÜ Birlik Kongresi’nden bugüne değin yazılanlar; İTÜ’lü olmak üzerine önemli dersler veriyor ve hepimize asla kaçmayacağımız da sorumluluklar yüklüyor. Sadece İTÜ BİRLİK platformunda değil hayatın her alanında İTÜ ye yakışır davranmamız gerektiğini vurguluyor.

Öyle ki yazılanların hiçbirini reddedemeyen Serap Çatalpınar, İTÜ’ye ve Birliğimize sahip çıkmak, yaşananları paylaşmak ve en önemlisi “BİRLİK GERÇEK SAHİPLERİNE KAVUŞANA DEK!” kurulmuş sitemizdeki yazılara itibar edilmemesi için Derneğimizin sitesinden mesaj yazma fütursuzluğunu dahi gösterebiliyor.

Çünkü yazılanlar doğru ve çok itibar görüyor. Ve takipçisi olduğumuz anlayış BİRLİĞİN gerçek sahibidir.

“Bir Bilim Adamı’nın Romanı”nda, Prof. Dr. Mustafa İNAN’ın yaşamı anlatılıyor. İTÜ’lü olmak nasıl bir şeydir? İTÜ’lünün sevdası nedir?  İTÜ’lünün kavgası nedir?

Prof. Dr. Mustafa İNAN diyor ki;

            İşte delikanlı, ilkokul sıralarından başlayarak “kendi bacağından asılan koyun” felsefesi ile yetiştirilenlere asla itibar etmeyeceksin. Onların arasından ülkeye yararlı birinin çıktığı görülmedi.

               Çıkarcıların sana hiç bir zaman engel olamayacağını bileceksin. İşte bu durumlar ve şartlar altında endişelere kapılmadan önce ne yapılabileceğini düşüneceksin. 

İTÜ’lü olmak budur… İTÜ’ye, İTÜ’lüye yakışan anlayış budur…

Cemal Gürsel tarafından kendisine teklif edilen bakanlık makamını dahi Üniversite’deki hocalığına tercih etmeyecek kadar İTÜ’lüdür Prof. Dr. Mustafa İNAN…

Biz bu anlayışın parçalarıyız, devamıyız ve temsilcileriyiz… Derneğimizin kuruluş amacında da bu anlayış vardır ve bugün de  bu anlayışla yönetilmelidir…

Yine  Prof. Dr. Mustafa İNAN diyor ki;

Ve hiçbir zaman düzen bozukluğunu mazeret göstermeyeceksin. Başarısızlıklarını bozuk düzenin sırtına yüklemen belki seni ferahlatır, fakat kurtarmaz.

Anlayışımız da kültürümüz de BİRLİĞİMİZ de budur…

 Ve İTÜ BİRLİK bir kanarya sevenler derneği değildir!…

Yahut Azmiye, Düriye, Şaziment,  Kezban, Döndü ya da   İfaket Hanım ve mahdumları derneği değildir?!… Yahut Saldıray, Müçteba, İbiş, Ökkeş, Durmuş, Satılmış ya da Durali Efendi ve mahdumları derneği de değildir?!…

Derneğimiz ülke inşa etmiş mühendislerin, mimarların; izlerinin, birikimlerinin, kültürlerinin yaşatılması ve daha da ileri taşınması için BİRLİK projesidir. Çoğalma projesidir.  Vatana, Topluma yani hayata dokunma, dönüştürme, geliştirme projesidir…

Ayrıca, üniversite sıralarındaki meslektaşlarımızın da dünün sağlam iradesini ve birikimini kazanması projesidir.

İTÜ BİRLİK çok şey yapmıştır… Kuruluş amacına uygun pek çok izler bırakmıştır.  Düne kadar…

Sinsi yıkıcılar, kariyeristler yönetimi ele geçirene kadar…

Ülke inşa etmek önemli bir iştir. Bilinç ister… Yürek ister… Emek ister… Özveri ister… Ardılı olmak ise hepimize sorumluluk yükler.  Dolayısıyla İTÜ BİRLİK DERNEĞİ dün inşa ettiği ülke için bugün de yarın da sorumludur. Özetle ve bu anlamda İTÜ BİRLİK yöneticiliği vatan görevidir… Dolayısıyla İTÜ BİRLİK makam sevenlerce değil vatanseverlerce yönetilmelidir…

Çünkü Biz İTÜ’lüyüz…
Çünkü Biz İTÜ’cüyüz…

 

Ve dünden bugüne sorumluluğumuz vardır. Pek tabii sorumluluğumuzun da bilincindeyiz. Kendimizden değil hepimizden bakıyoruz ve sevdamızın da kavgamızın da makam uğruna olmadığını ilan ediyoruz.

Sevdamızın İTÜ olduğunu ilan etmek onurumuzdur. Birliğimizin yeniden inşası da kavgamızdır. İTÜ geçmişteki değerleriyle derstir, her zaman başarmak için rehberdir.

Ve son söz olarak, bir başka İTÜ’lü Harun Karadeniz diyor ki;

Mühendis kim için ve ne için çalıştığını bilerek emekçi halkın yararına üretim yaratma olanaklarını yaratmalıdır. 

İTÜ PROF. DR. MUSTAFA İNAN’DIR,
İTÜ HARUN KARADENİZ’DİR…
İTÜ BİZİZ…
BİRLİK BİZİZ…
BİRLİK HEPİMİZİZ…
SEVDAMIZ; İTÜ’DÜR…
KAVGAMIZ; BİRLİĞİMİZİN YENİDEN İNŞASISIDIR…

Remzi Gedikoğlu