Güzide okulumuzun saygın mezunlarının kurduğu, Cumhuriyete yakın bir yaşa sahip olan İTÜ’ler Birliği Derneği’nde 25 Mart 2018 tarihinde yapılan genel kurulda hukuk dışı bir şekilde yönetime çöken Serap Çatalpınar ve ekibinin haksız, hukuksuz, anti-demokratik işgali devam ediyor.
Genel Kurulda divan başkanlığını anti-demokratik şekilde gerçekleştiren, sırf Serap Çatalpınar’ı yönetime seçtirmek için bu görevin verildiği Erol Tuncer’in Teknik Üniversiteli olmaya, hukuka, demokrasiye, çağdaşlığa aykırı şekilde yönettiği genel kurul sonucunda 3 oy ile Serap Çatalpınar Derneğimizin yönetimine çöktü.
Genel Kuruldan bir önceki akşam Serap Çatalpınar’ın 32 kişiyi hukuk dışı şekilde Derneğe üye kaydettiğini, bu kişilerin arasında eşinin şirketinde ve emrinde çalışan meslektaşlarımızın olduğunu Genel Kurulda kürsüde dile getirdiğimde, Erol Tuncer sözümü ısrarla kesti. Söz hakkımı anti-demokratik şekilde ihlal etti. Serap Çatalpınar’ın eşi Nurcan Çatalpınar bunun üzerine söz aldı ve iddialarımızı kabul edip, 32 kişi değil 4 kişi dedi.
Seçimde fark ise 4’ten azdı.
En garip olanı ise Serap Çatalpınar’ın genel kuruldaki tartışmayı bitirmek için “eğer fark 32’den az olursa istifa edeceğim” demesiydi. Fark 32’den 4’ten 3’ten azdı. Ama Serap Çatalpınar istifa etmiyor, etmedi. Hukuk dışı işgaline devam ediyor.
Gizli oy kuralına aykırı davranılan, kanunların ve yönetmeliklerin ihlal edildiği, nepotizmin her anlamda kendine gösterdiği, İTÜ’lü olmaya yakışmayan bir genel kurulu hep birlikte acıyla izledik.
Derneğimiz, birliğimiz orada olmayı hak etmeyen, bana göre İTÜ’lü olmaya yakışmayan, Üniversiteyle, diğer derneklerle, eski yönetimiyle kavga eden, safahatları için bu saygın yapının altında abesle iştigal eden, nepotizmin en kötü örneği olan bu kişiler tarafından hukuk dışı yönetiliyor.
Buna sessiz kalmak mümkün olmadığı için de dava açtım. Kazanacağımıza ve kazanacağıma da eminim.
Bu hukuk dışı işgal bir gün mutlaka sona erecek!