17/10/2021

Yine dava açacağım!

Derneğimizin genel kurulu bugün yapıldı.

Bu Genel Kurul öncekilere göre çok daha renkliydi. Çok sayıda genç arkadaşımızı gördüm ve mutlu oldum. Ancak hukuksuzluk bu kez daha da üst düzeydeydi. Serap Çatalpınar’ın tüzüğe ve hukuka uygun bir genel kurul yapması mümkün değil. Yaparsa seçilmesi mümkün değil. Çok açık!

Divan seçiminde ilk sinyaller geldi. Serap Çatalpınar, İstanbul’dan gelen çok sayıda mezunumuzla istediği tüm kararları aldırdı.

Benim anlayamadığım İzmir’in binasının görüşülmesine dair önergenin neden reddedildiği. Akıl alır gibi değil… Görüşülse, İzmirlilerden  neler duyacaktık neler! Olaya bakar mısınız? Yazıklar olsun!

Derneğimizin tüzüğüne göre şubelerden 5 yönetim 5 de şube genel kurulunda seçilen delegeler merkezde oy kullanabiliyor. Ancak İstanbul’dan onlarca arkadaşımız bu kuralının açıkça ihlal edilmesine yol açtı. Ben bu arkadaşlarımızın çoğunun haberdar olduğunu sanmıyorum. Bu olayın arkasında İstanbul Şube Başkanı var. Kim bilir neler dedi ki bu insanlara, kalkıp geldiler. Mahkemede verdiği ifadeden sonra her şeyi beklerim. Şimdi bir çoğunun tüzüğün ihlal edildiğini öğrendiklerinde, bu işe alet edildiklerini öğrendiklerinde vicdan azabı çekeceklerine eminim.

Oy kabini koydurmak için dava açmak şart mıydı? Böyle öğretirler adama! Daha hukuk derslerimiz bitmedi…

Bu kez oy kullanma kabinleri vardı. Bunun için dava mı açmamız gerekiyordu? Yani bir İTÜ mezunu tüzükte var olan “gizli oy” koşulunu neden uygulamaz? Geçen genel kurula bu yüzden dava açmıştım. Kaybettiğim ve itiraz ettiğim bu davada Hakim; gizli oy kullanılmadığına dair bir kanıt olmadığı gerekçesiyle aleyhimde karar verdi. Ama oysa çok açık ve netti. O davayı kazanacağım. Peşini bırakmayacağım.

Ama bu kez daha da büyük bir skandal oldu. Aslında oy kullanması mümkün olmayan bir çok kıymetli üyemiz oy kullandı.

Bunun hukuki olarak peşini bırakmayacağım. Serap Çatalpınar ve eşine hukuk yoluyla demokrasiyi öğreteceğim!!

Bu arada oy kuyruğu çok kötü planlanmıştı. Daha iyi çözülebilirdi. Uzun oy kuyruğu ve yaklaşık 1 saatten fazla bekleme süreleri vardı.

Bu arada bir olay yaşadık! Önümde İstanbul’dan olan bir çift vardı. Pırıl pırıl, çocuklarını bırakmışlar, kim bilir ne söylendiyse kendilerine kalkıp gelmişler. Bilseler tüzüğü kesinlikle orada durmazlardı, her anlamda saygın 30-35 yaşlarında karı-koca iki mühendis arkadaşımız. İsimlerini bilmiyorum…

Ben kendileriyle sohbet etmedim. Pandemi nedeniyle çok dikkatli olmaya çalışıyordum. Ancak, İstanbul’dan ortalıkta koşturan büyük bir olasılıkla İ.Ş. yönetiminde olan adını bilmediğim 40-45 yaşlarında bir arkadaş bu çiftin yanına geldi ve sohbet etmeye başladılar.

Hayat hikayesini anlattı. Daha önceden tanıştıklarını düşünüyorum. Aslında o çiftle sohbet etti, onlar daha geride duruyorlardı. Bu Mr.X maske de takmıyordu. Neyse konu bu değil. Bu sohbet 45 dakika sürdü. Önümüzdeki kuyruk 15 kişiye falan düşünce; bu dışarıdan kuyruğa kaynak yapan arkadaşımız “ben gidip oy kullanayım, beklemeyeceğim” dedi. Ön sıraya gitti. Bunun üzerine oy için imza alan görevlilerin yanında olan ve Remzi Gedikoğlu’nun listesinde yer alan İhsan Kaş arkadaşımız tepki koydu.

Bunun doğru olmadığını, karşı tarafın herkesi getirip aradan sandığa soktuklarını, sıraya saygı gösterilmesini istedi. Bunun üzerine 45 dakika kuyrukta hayat hikayesini anlatan genç arkadaşımız “benim iki ayağım da ameliyatlı bekleyemem” dedi. Bu arada Yeşilçam figüranlarını  gölgede bırakacak şekilde sendelediğini gördüm.

Tabii ben bu duruma isyan ettim. Bu arkadaşın 45 dakikadır arkada sohbet ettiğini,   önce bizim oraya kaynak yaptığını sonra da öne geçtiğini belirttim.

Ne beklersiniz; Nurcan Çatalpınar hemen olaya katıldı. Üstüme yürümediği kaldı. Aslında bekliyorum kendisinden yakışır ona! Ben yüksek sesle olayı anlatmaya başlayınca divan başkanı ortada belirdi, bana hakaret etmeye başladı. Bu saygı fakiri ve bir üyeye hakaret eden ve hukuki olarak divana seçilmesi tartışma altında olan o kişiye söylediklerini iki kat iade ediyorum. Çatalpınar’ın divan başkanı, şubeden gelen yönetici, eşi…

Şaşırdım mı?

Serap Çatalpınar’ın ekibi bu işte…

Sorun değil, öğretirim ben hukuku onlara!

Ali Nihat YAZICI