Kıymetli okuldaşlarım tam 4 yıl önce 2018’de hukuka aykırı olarak düzenlenen İTÜ Birlik Genel Kurulundan sonra bu siteyi açtık ve “İTÜ’lü Olmak” vurgusuyla bir mücadele başlattık.
Derneğimizin Başkanlık koltuğunu hukuk ve etik değerlere aykırı şekilde işgal eden Serap Çatalpınar anlayışına karşı bir ekip oluştu. Ben de ayrıca Serap Çatalpınar’ın hukuksuz şekilde Dernek Yönetimini ele geçirmesine dair bir dava açtım. Hukuken hakkımı aradım ve bir mücadele başlattım.
Serap Çatalpınar bu süreçte şahsıma karşı, abartmıyorum, onlarca dava ve suç duyurusunda bulundu.
Biri dışında hepsini kaybetti.
Onlarca derken abartmıyorum.
Örneğin;
- benim açtığım Genel Kurul iptal davasında kullandığımız fotoğraf ve videolarda Serap Çatalpınar’ın çok sayıda insanın ellerine içinde oyun rengi görünen oy zarflarını verdiği görülüyordu. Bu fotoğraf ve videoların izinsiz çekildiği iddiasıyla suç duyurusunda bulundu reddedildi. İtiraz etti reddedildi. Bir daha itiraz etti o da reddedildi.
- Kendisine yaptığımız eleştirilerle ilgili hem tazminat talebiyle hukuk davası açtı hem de ceza davası için suç duyurusunda bulundu. Ceza davası girişimlerinin tümü reddedildi. Hukuk davası taleplerinde birisi dışında tümünü kaybetti.
- 2018 yılında bana, Remzi Gedikoğlu’na, Mehmet Duran’a ve Ömer Yenel’e karşı hukuk davası açtı kaybetti. Ceza davası girişiminde bulundu reddedildi.
- Bu sitenin kapatılması ya da yazıların engellenmesi için tedbir davaları açtı kaybetti. Yani, hani o her önemli günde demokrasi mesajları, insan ve kadın haklarına ilişkin mesajlar yollayan, sözde demokrat Serap Çatalpınar var ya, ondan söz ediyorum. Fikir ve ifade özgürlüğüne tahammül edemediği için kendisine karşı sadece eleştirilerin olduğu yazılarımızın engellenmesi için, sitenin kapatılması için davalar açtı! Dersini aldı!!
- Genel Kurul İptal Davası talebimiz reddedildi. Bunu İstinafa taşıdık. Ben 2018 yılında düzenlenen Genel Kurulun tamamen hukuksuz olduğuna ve davamızın haklı olduğuna inanıyorum. Mücadelemiz devam edecek bu davayla ilgili.
Avukatım Onur Çubukçu beye teşekkür ve takdirlerimi iletiyorum. Sanıyorum halen açılmış olan ve devam eden bir davamız kalmadı, tabii bu yazıdan sonra olabilir, ama bekliyoruz. Hepsini kazandık, hukuka olan güvenimiz devam ediyor.
Çatalpınar inanılmaz tahammülsüz ve demokrasiden olağanüstü rahatsız olan bir kişi. Ancak ben açtığı tüm davalara ve hakkını hukukunu aramasına saygı duyuyorum. Bu yazıyı da bu nedenle kaleme aldım.
Aranızda başta saygın büyüklerimiz olmak üzere bir çok okuldaşımız “Bu çekişmeye gerek var mı?” diye düşünebilir. Bu mücadeleden dolayı rahatsızlık duyabilir. Kavga hoş görünmüyor olabilir.
Ama bir de şöyle düşünün: Eğer mahallemizi temiz tutmazsak nasıl güzel bir dünyamız olur? Biz böyle bir yönetimi ve böyle bir başkanı hak ediyor muyuz?
Yani bir insanın haklı olduğuna inandığı konuda demokratik ve hukuki bir mücadele yürütmesi nasıl yanlış olabilir ki! Bugüne kadar bir kez bu kadar davaya rağmen benden bir şikayet duydunuz mu? Açsın! Sonucuna da katlanacak.
Kaybettiğim dava:
Serap Çatalpınar, avukatı aracılığıyla bu sitede yayınladığımız yazılar nedeniyle birden çok yazıdan kesilmiş alınmış, anlamından kopartılmış, ilgili ilgisiz bir çok yazıyı cümleyi demet haline getirip davalar açtı bana. Bunlardan birisi de Ankara 17. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2020/88 Esas ve 2020/353 Karar nolu davaydı. Bu davayı kaybetmiş ve tazminata mahkum edilmiştim. Yani ben ilk mahkemenin kararını bir kaç kez okudum, neden ve hangi sözcükten dolayı hakaret etmişim anlayamadım.
İstinafa gittik ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesinde 17 Mayıs 2022 tarihli 2022/930 sayılı karar ile, ilk mahkeme kararı NİHAİ ŞEKİLDE REDDEDİLDİ. Yani İstinaf Mahkemesinin kararı kesin ve temyiz yolu kapalı. Şimdi Serap Çatalpınar şahsımdan aldığı manevi tazminatı, avukatlık ücretini, mahkeme masraflarını faiziyle geri ödeyecek. Cebimden çıkan bu parayı geri alıp hayır için bağışlayacağım. Acayip keyif aldım! Serap Çatalpınar yüzümü aklına getirsin, kahkahalarla gülüyorum 🙂
Ne eğitimiyle, ne kültürel ya da demokratik bilinç düzeyiyle muhatap almayacağım bu arkadaşa karşı hiçbir kişisel sorunum yok. 2018’de hukuksuz şekilde başkan seçildi. 2020 genel kurulunu pandemi bahanesiyle 2 yıl geciktirdi. 2021’de düzenledi. Orada da İstanbul’dan otobüslerle getirdiği “bindirilmiş kıtalar” ile seçimi kazandı. 2022 Genel Kurulunu atladı. Hala düzenlemedi. Ben bir koltuğa hukuk dışı bir şekilde bu kadar yapışan bir insan görmedim. Birisi de çıksın Dernekler masasına şikayette bulunsun genel kurul düzenlenmedi diye. Ben yapmayacağım.
Ben size görüşümü şöyle özetleyeyim. Bu dernek ve vakıf tüzel kişiliklerini kazandıkları günden bu yana bu kadar kötü yönetilmedi. Eninde sonunda o koltuktan kalkacaklar ve yaptıklarının hesapları hukuk önünde sorulacak.
Geç de olsa adaletin tecelli etmesi ne güzel!
Ali Nihat YAZICI
Elektronik ve Haberleşme Mühendisi